çoğumuz hayatın getirdiklerinden çok getireceklerini merak ederek veya onları bekleyerek yaşıyoruz. oysa hayatın zaten bize getirdiği şeyler var elimizde. işte şükretmek bu aşamada devreye giriyor. nelere sahibiz. içinde bulunduğumuz durumu farketmek ve memnun değilsek bunu değiştirecek gücümüz olduğunu idrak etmek de hayatın bize kazandırdığı bir değer, dostlarımızın olması da, başımızı sokacak bir evimizin olması da… bakış açısı önemli.
gerçeği söylemek gerekirse, mutluluk problemlerin olmaması değil, onlarla başa çıkma yeteneğinin olması demek. kayıplarımıza değil de elimizdekilere odaklandığımızda, elimizdekilere verdiğimiz değerden dolayı çoğalmalarını sağlayabiliriz… çünkü önemli olan hayatın sizden ne aldığı değil, sizin elinizdekilerle ne yaptığınız.
en çok ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda sizi motive edebilecek (benim de sık sık kullandığım) bir kaç hatırlatmayı şuraya not almak istiyorum:
1. acı, büyümenin bir parçası
bazen hayat kapılarını kapatıyor gibi geliyor mu? işte bu, ilerlemenin zamanının geldiğinin işareti. bu iyi bir şey, zira çoğu zaman şartlar bizi zorlamadan harekete geçmiyoruz. zor bir zamanlar geçiriyorsanız aklınızda olsun acı amaçsız gelmiyor. sizi inciten şeyden uzaklaşın ama size öğrettiklerini hiç unutmayın. zorluk çekiyor olmanız başarısız olduğunuz anlamına gelmez. her büyük başarı hatırı sayılır bir zorlukla elde ediliyor. iyi şeyler zaman alıyor. çünkü emek verilmeyen hiç bir şey köklü olmuyor. sabırlı olun ve olumlu kalın. zaman içinde istediklerinizi elde edeceksiniz; hemen değil belki ama eninde sonunda.iki tür acı var; biri canınızı yakıyor, diğeri sizi değiştiriyor. direnmek yerine hayatı akışına bıraktığınızda her ikisi de büyümenize yardımcı oluyor.
2. hayatta her şey geçici
her yağmur yağdığında, duruyor. her yara aldığınızda, iyileşiyor. karanlığın ardından her zaman aydınlık geliyor; her sabah buna tanık oluyoruz ama onun yerine hep gece olacağına inanmayı seçiyoruz. öyle olmayacak. gece sonsuza dek sürmüyor.şu anda ufak da olsa sizi mutlu eden bir şey varsa, keyif alın. çünkü sonsuza dek sürmeyecek. işler kötü gidiyorsa endişelenmeyin çünkü o da sonsuza dek sürmeyecek. sırf, içinde bulunduğunuz anda hayatın iyi gitmemesi gülemeyeceğiniz, ve sırf bir şeylerin sizi rahatsız ediyor olması gülümseyemeyeceğiniz anlamına gelmiyor. içinde bulunduğunuz her an, yeni bir başlangıç ve yeni bir bitiş. her saniye ikinci bir şans elde ediyorsunuz. bu şansı, yapabildiğiniz en iyi şekilde değerlendirin.
3. endişelenmek ve şikayet etmek hiç bir şeyi değiştirmiyor
en çok şikayet eden, en az ilerleme kaydediyor. her zaman için büyük işlere girişip başarısız olmak hiç bir şey yapmadan başarılı olmaktan daha iyidir. kaybetmişseniz her şey bitmiş değil; eğer hiç bir şey yapmadan şikayet ediyorsanız o zaman bitmiş demektir. yaptığınız şeye inanıyorsanız devam edin. geçmişteki tecrübelerinizin geleceğinizi gölgelemesine izin vermeyin. tecrübelerinizden öğrendiklerinizi hayatınızı nasıl geliştirebileceğiniz yönünde kullanın. değişimi gerçekleştirin ve arkanıza bakmadan devam edin.uzun vadede ne olursa olsun, gerçek mutluluğun sorunlarınızdan şikayet etmeyi bıraktığınız anda gelmeye başladığını göreceksiniz.
4. aldığınız yaralar gücünüzün göstergesi
hayatın sizde bıraktığı izlerden utanmayın. iz, acının bittiği, yara da kapandığı anlamına geliyor. yani acıyı fethettiniz, dersinizi aldınız, güçlendiniz ve devam ettiniz. izlerin sizi esir almasına, hayatınızı korku içinde yaşamanıza neden olmasına izin vermeyin. hayatın oluşturduğu izleri yok edemezsiniz ama onlara bakış açınızı değiştirebilirsiniz. izlerinizi güçlülük işareti olarak görün acı olarak değil.
mevlana’nın bir sözü var; “yaraların, ışığın içeri girdiği yerdir“. acının ruhu olgunlaştırmasına izin verdiğinizde, almanız gereken dersi aldığınızda hayatınız hiç bir zaman eskisi gibi olmuyor. hayatta başarıyı elde etmiş insanlarda yaşadıkları acıların güce dönüştüğünü görebilirsiniz. o yüzden hayatın sizde bıraktığı izleri “evet! başardım! ayakta kaldım ve izlerim de bunun kanıtı. ve şimdi daha güçlenmek için bir fırsatım var!” yaklaşımıyla görün.
5. her küçük mücadele ileri doğru atılan bir adım
genel kanının aksine sabır, beklemekle ilgili değil. sabır, değeceğini bilerek hayalleriniz için çok çalışırken olumlu tavrınızı hiç elden bırakmamanızla ilgili. aksi halde başlamanın bir anlamı olmuyor. tabi ki bu, bir süreliğine rahatlık alanınızın dışına çıkmak anlamına geliyor; hatta alışkanlıklarınızın dışına çıkmak da… rahatlık alanının dışı gerçekten rahatsız bir yer. zor olduğundan değil ama beynin, içinde bulunduğu bedeni korumak adına bize dayattığı bir durum. zorluğu da bundan geliyor. beynimiz kendini hep rahat hissetmek istiyor. bu aynı zamanda arkadaşlarınızdan, alıştığınız çevrenizden uzaklaşmak ve bu alışkanlıklarınızdan ödün vermek anlamına da geliyor. çoğu zaman yalnız kalacaksınız. ama bu yalnızlık, büyük adımların atılması için bir hediye. size, ihtiyacınız olan alanı sağlıyor. her şey, hedeflerinize ulaşmanız için göstermeniz gereken kararlılığınızın test edilmesi.
eğer gerçekten hedeflediğiniz şeye ulaşmak istiyorsanız, süreç içindeki her türlü küçük başarısızlıklara, reddedilmelere ve garipliklere rağmen yapacaksınız. attığınız her adım sizde büyük bir rahatlama ve tatmin duygusu yaratacak. ve aslında sürecin mücadelelerden oluşmadığını, sürecin kendisinin mücadelede olduğunu farkedeceksiniz. ve buna değer. eğer deneyecekseniz, sonuna kadar gidin.
6. başkaların olumsuzluğu sizi sorununuz değil
çevrenizde bir olumsuzluk başladığında ısrarla olumlu olun. başkaları sizi aşağı çekmek isterken siz gülümseyin. bu, çoşkunuzu ve odağınızı ayakta tutmanın en iyi yolu. insanlar size olumsuz davrandığında, siz kendiniz olmaya devam edin (olumlu kendinizden bahsediyorum). başkalarının öfkesinin sizi değiştirmesine izin vermeyin. kişisel görünse de size söylenenleri çok fazla kişisel algılamayın.
her şeyin ötesinde, yeterince iyi olmadığınız söylendiğinde insanları etkilemek için değişmeyin. daha iyi bir insan olmak ve daha parlak bir gelecek için değişin. insanlar, ne yaptığınızla veya ne kadar iyi yaptığınızla alakasız olarak konuşacaklar. o yüzden başkalarının sizin hakkınızda ne düşündüğünden önce kendinizle ilgili endişelenin. eğer yaptığınız şeyle ilgili inancınız güçlüyse o zaman onunla ilgili savaşmaktan kaçınmayın. insanların imkansız olduğunu düşündükleri şeyin üstesinden geldiğinizde büyük güce sahip olursunuz.
her şey bir yana, hayata bir kez geliyorsunuz. o da budur. o yüzden sizi ne mutlu ediyorsa onu yapın, kim gülümsetiyorsa onunla birlikte olun.
7. olması gereken eninde sonunda olacak
gerçek gücü, ağlayacak ve şikayet edecek çok şeyiniz olduğunda ama gülümsemeyi ve hayata şükretmeyi seçtiğinizde yakalarsınız. yüzünüzde izi görülen her mücadelenin bir bereketi var ama kalbinizi açmaya ve görünmelerini önemsememeye gönüllü olmalısınız. bir şeyi olmaya zorlayamazsınız. sadece kendinizi delice denemeye teşvik edebilirsiniz. bir noktada, her şeyi oluruna bırakmalı ve olmasına izin vermelisiniz.sonuçta; hayatı sevmek, içgüdülerimize güvenmek, risk almak, mutluluğu kaybetmek ve bulmak, anılarımıza değer vermek, ve deneyimlerimizle öğrenmektir. hayat, uzun bir yolculuk. endişelenmeyi, meraklanmayı, ve her adımda şüphelenmeyi bırakmalısınız. kafanız karıştığında gülün, anın farkında olarak yaşayın, hayatı yaşadıkça keyif alın. tam olarak gitmek istediğiniz noktaya gidemeyebilirsiniz ama sonuçta tam olarak ihtiyacınız olan noktaya varacaksınız.
8. yapabileceğiniz en iyi şey devam etmek
tekrar başlamaktan korkmayın; tekrar denemekten, tekrar sevmekten, tekrar yaşamaktan ve tekrar hayal etmekten. zor dersin kalbinizi katılaştırmasına izin vermeyin. hayattaki en iyi dersler en kötü zamanlarda en kötü hatalardan alınıyor.her şeyin çok kötü gittiği zamanlar olur ve siz de kendinizi sıkışmış hissedebilirsiniz. vazgeçecek gibi hissettiğinizde, işlerin doğru olmasından önce bazen her şeyin çok kötü gidebileceğini hatırlayın. bazen en iyiye ulaşmak için en kötüyü yaşamak gerekebiliyor.evet, hayat çetin ama siz daha güçlüsünüz her gün gülme gücünü bulun. farklı hissetme, farklı olma cesaretine sahip olun. başkalarını gülümsetme, mutlu etme isteği olsun kalbinizde. değiştiremeyeceğiniz şeylerle ilgili stres yaratmayın. basit yaşayın. sevginizi verme konusunda cömert olun. gerçekleri konuşun. özenle ve sebat ederek çalışın. yetersiz gelseniz bile devam edin. büyümeye devam edin.
her sabah uyandığınızda aşağıdaki listeyi takip etmek için elinizden geleni yapın;
- olumlu düşünün
- sağlıklı beslenin
- her gün egzersiz yapın
- daha az endişelenin
- sıkı çalışın
- daha çok gülün
- iyi uyuyun
bunu hayat tarzı haline getirin…
peki mücadele ederken motive olmanız için size yardımcı olan nedir? her şey kötü giderken aklınızda tutmaya çalıştığınız olumlu şeyler nelerdir? yorumlarda paylaşır mısınız?
merhaba
ben bilgisayarcı dükkanım var esnafım ve şuan tamda yazıdaki gibi tükenmişliği dibine kadar hissetmekteyim bir kaç aydır işer durgun ve hep borç yapmaktayım geçen sene yaptığım yanlış bir yatırım maddi olarak hala sırtımda kültet olarak devam ediyor ve tek çalışan ve tek gelirim bu dükkan olduğu için ödemelerimde zorlanıyorum bu seferde gelen parayı nereye veriyim stresi iş yokluğunun stresi evle yaşanılan sıkıntılar v.s hepsi üst üste binince kelimenin tam anlamıyla boğuluyorum kafam duruyor hayattan soğuyorum kolumu kaldıraca halim kalmıyor maalesef tek tük gelen işlerle de uğraşmak istemiyorum iştende soğuyorum böyle bir çıkmaz dar boğazın içerisindeyim
merhaba,
durumunuza üzüldüm. içinde bulunduğunuz durum hemen değişmeyecek biliyorsunuz; ama çok uzun sürmemesi için sizin bir şeyler yapmanız gerekiyor. farklı bir şeyler. dibe vurduğunuzu hissediyorsanız bu iyi bir şey çünkü artık daha fazla dibe vuramayacağınızdan dolayı yüzeye çıkmak için ayağınızı dibe vurup yukarı doğru çıkmanın zamanı geliyor.
yukarıda paylaşmış olduğum her şey bir tecrübenin sonucu. kendinizi kurban olarak görmeyin. kendinize üzülmeyin ve kendinize acımayın. bu sizi daha da depresif yapar. hiç ihtiyacınız olan bir şey değil. size işinizle ilgili bir öneride bulunamam ama yazıdaki başlıklar şu an içinde bulunduğunuz durumsa başlıkların altındaki öneriler de yapmanız gerekenler. en azından yazıyı tekrar tekrar okumanızı ve önerileri daha dikkatli değerlendirmenizi önerebilirim.
içinize kapanmayın, battınız diye ölmeyeceksiniz. en azından ben ölünmediğini tecrübe ettim. her şeyden önce durumunuzdan şikayet etmeyin; hiç işinize yaramayacak. gelen parayı sırası gelene verin. nereye vereyim diye boşuna düşünmeyin. işin gelmesini beklerseniz tek tük gelir. siz işe gidin. size gelecek işi siz yaratın. devam etmek istiyorsanız oturup beklemek yerine farklı bir şeyler denemek zorundasınız.
dünyada sizden çok daha zor durumda olan milyonlarca insan olduğunu biliyor musunuz bilmiyorum. ama bunu hiç unutmayın. elinizde borçlu da olsa bir işiniz var. ya onu devam ettireceksiniz ya da işi tümden kapatıp borçlanmayı keseceksiniz ve başka bir işe girişeceksiniz. daha bir sürü seçenek yaratılabilir. bunlar ilk akla gelebilenler. işinizi siz daha iyi bildiğiniz için seçeneklerinizi siz arttırabilirsiniz.
ben bugünleri atlatacağınıza ve başaracağınıza inanıyorum. fakat benden önce sizin buna inanmanız gerekiyor. sizi ancak siz kurtarabilirsiniz ve bunu başardığınızda çok farklı bir insan olacaksınız. buna inanın.
yazdıklarım size garip gelebilir. veya uzaktan söylemesi kolay diyebilirsiniz. hiç sorun değil. ben öyle olmadığını biliyorum.eğer ben size vakit ayırıp yazıyorsam sizin kendinize ayırabileceğiniz bir ömür boyu vaktiniz var. tek yapmanız gereken günlerinizi durumunuza üzülerek değil yukarıdaki önerilerle kendinize yatırım yaparak geçirmeniz.
olumsuz düşünerek içinde bulunduğunuz durumdan kurtulamayacağınıza göre olumlu düşünmekle işe başlayabilirsiniz. en azından sizi daha sakin ve yapıcı düşünmeye sevkedecek.
bir sonraki yorumunuzun değişmeye başlamanızla ilgili olmasını umuyor, kolaylıklar diliyorum.
Herşey çok kötü gidiyor aşırı derece adaletsiz istediğim şeyin peşinden gidiyorum vazgeçmiyorum ama sürekli olumsuz oluyor sonucu gerçekten çok yoruldum beni gelecek için motive edebilecek hiçbirşey kalmadı artık devam etmek istemiyorum aile,iş,para,insanlar herşey o kadar kötü ilerliyor ki aşk sorun edeyeceğim en son şey o yüzden hiç bahsetmedim bile çoğu insanlar haketmedikleri halde hiç çabalamadan ilk denemeyle başarıyor ama ben birşeye başlıyorum olacakmış gibi oluyor sonra olmuyor gerçekten artık dayanamıyorum ne olur objektif cevaplayan nasıl olur da herşey bu kadar kötü gidebilir sakın olumsuz baktığın için demeyin sakın pozitif hevesle başladığım işlerin hepsi boka sardı ben çok çabaladığım halde
sizinle aynı şekilde düşündüğüm bir dönem oldu. kendimizi kurban olarak gördüğümüz sürece sadece olan kötü şeylere odaklanmaya ve zihnimizin onlara dolanmasına izin vermeye başlıyoruz.
siz kurban değilsiniz. bugün her birimiz seçimlerimizden dolayı içinde bulunduğumuz durumları yaşıyoruz. insanların hak etmeden bir şeyleri elde ettiklerini düşündüğünüzde içinizi kıskançlık ve küskünlükle doldurma tehlikesiyle yüz yüze bırakırsınız. başkalarının ne yaptığı, ne hak ettiği, ne kazandığı, ne kaybettiği değil sizin ne yaptığınız önemli. kıyaslamalar bizi daha da fazla çıkmaza sokuyor ne yazık ki.
bir işe başlamak için pozitif heves yetmiyor. olumlu bakış açısı, sadece ihtiyacımız olduğunda tutunacağımız bir dal değil çünkü. olumlu düşünmek bir zihinsel alışkanlık ve bir hayat tarzı. o yüzden, genelde olumlu düşünen biri değilseniz zaten hemen olumsuz düşünceye kaymanız ve olumlu düşün önerisine olumsuz bakmanız normaldir. olumlu düşünce tarzı “hayat çok güzel, her şey çok iyi olacak, bugünler de bitecek” tarzı bir düşünce yumağı değil.
kendinize bu kadar yüklenmeyin. yaşadığınız ve hoşnut olmadığınız bu durumdan nasıl bir sonuç ve ders çıkarabilirsiniz ona odaklanmanız faydalı olabilir. bunu yapabileceğinizi benim söylemem faydasız. sizin kendinize inanmanız gerekiyor. neyin olmadığına, neler kaybettiğinize, mutsuzluğunuza değil neyin olabileceğine, neler kazanabileceğinize ve sizi mutlu eden şeylere odaklanın. yapması söylemek kadar kolay değil. ama elinizden kayıp gidenlere üzülmektense neleri yakalayabileceğinize bakmaya alışmanız size bir şey kaybettirmeyecek.
düşmeye devam ediyorsanız daha dibe vurmamışsınız diye de düşünebilirsiniz. çünkü insan dibe vurduğunda artık neyi kaybettiğinin bir önemi kalmıyor. o yüzden, neler yapılabileceğine odaklanmak daha kolay oluyor… ama dibe vurmak da gerekmiyor tabi. olan kötü şeyleri düşünmeyi bırakabilirsiniz, çünkü onları düşündükçe daha iyi olmayacaklar. neler yapabilirsiniz ona bakın. halen yaptığınız şeyde artık yapılabilecek bir şey kalmadığını düşünüyorsanız demek ki doğru seçim yapmamış da olabilirsiniz.
herkes iyi bir şeyler yapmak için çabalıyor. herkesin çektiği zorluk kendine zor. o yüzden herkes kendi gerçekliğinde değerlendirilmeli. sizin adınıza kimse ahkam kesemez. doğru cevap sizde. süreci siz başlatmışsanız o zaman yönünü değiştirebilecek güç de sizde.
beni içinizi dökmeye değer bulduğunuz teşekkür ederim. içinize su serpecek laflar etmek isterdim ama sizin durumunuzda hiç işe yaramayacak. basit ama olmayacağını düşüneceğiniz bir önerim var: önce mutlu olun. büyük ya da küçük hiç fark etmez, sizi her ne mutlu ediyorsa onlara da odaklanın. mutlu olduğunuz her an, kendinizi iyi hissettiğiniz ve geçmiş veya gelecekte olmadığınız an olacak. bu anların sayısını arttırabildiğinizde muhtemelen probleminizle ilgili çözüm fikirleri uçuşmaya başlayacak zihninizde.
hayat çok güzel ve değerli. her birimiz de ayrı ayrı değerliyiz. önünüzdeki süreç kolay değil ama şu an sizi yılgınlığa sürüklediği kadar da zor değil. ama “ne oldu” diye hayıflanmayı, “ne olacak” diye endişelenmeyi bırakmak gerekiyor. mutlu olmakla ilgili buraya tekrar yazmam gerekmez. lütfen bu yazılarımı okuyun, belki size bir fikir verebilir: http://tugrulakin.com/?s=mutlu+olmak
sevgiler…
merhabalar 7 ay önce babamı kaybettim her şey o kadar kötüye gitti ki hiç bir şey yolunda gitmiyor çok olumsuzluklar olduu hayatım da oluyor da bu son imtihan diyoruz bir yenisi daha ne zaman bitecek şimdide işsizlik müracatt ettiğim hiç bir yer dönmüyor çevremiz olmasına rağmen rahmetli babam herkesin işini hemen hallederdi ama şimdi biz ortadayız nasıl olacak böyle tutanacak hiç bir şey yok
yazıyı tekrar daha sakin bir şekilde okumanızı öneriyorum. yazıya ek olarak şikayet etmeyi bırakmalıyız. şartlar ne olursa olsun her şeyden önce şikayet etmeyi bırakıp sorunumuzu nasıl çözebileceğimize odaklanmamız gerekiyor.
hayatın size çok ağır geldiğini ve başa çıkamadığınızı çok yoğun ve başa çıkılmaz bir şekilde hissediyorsanız mutlaka profesyonel bir destek almanızı öneririm. ama önce kendinize inanmalısınız. ondan sonra durumunuzu sakin bir şekilde gözden geçirin. ne olursa olsun hayatta başımıza gelen her şeyin bir sebebi var. önemli olan o sebebi görebilmek.
sevgiler
merhaba ben ne beklediğimi bilmediğim bir umudum heycanım var haala hayata hep pozitif baktım hiç vaz geçmedim kolum kopsa olsun bitane daha var diye yılmadım ama son noktadayım yinede çok şükür, bir kızı tanıdım hiçbirşey almadan karşılık beklemeden 8 sene kazandığımı iyi bir insan olması için onun için harcadım kayboldu gitti askere gittim döndüm MS HASTALIĞI na yakalandım sosyalmedyada gittiği yolu görüyorum boşa uğraşmışım sonra eşimi tanıdım evlendim ailem benim iğliğimi istediklerini söylediler inandım evlerini sattılar bende kıredi çektim dublex ev aldım altlı üstlü oturdum sabrettim 5 sene sonra geçimsizlikten kıredisi bitmeden sırtımda borçla kiraya ayrıldım onlar sıfır ev aldılar ben ve eşim çalışarak sırtımdaki borcu ödedik hastalığım kötüleşti işten çıkarıldım artık yürüyemiyorum 12 yaşımdan beri o işyerinde 21 senedir sigortalı çalışıyorum asgari ücretin üç katı maaş almama rağmen sgk pirimimi düşük ödediği için düşük emekli maşı alıyorum malulen emekli oldum simdi eşim çalışıyor içim buruk kaybettiğim gençliğimi özlüyorum adına şu diyemediğim bir ümidim var ne olduğunu bilmiyorum ama halime çok şükür.
merhaba ve geçmiş olsun. lütfen şunu hatırlatmama izin verin; olumlu düşünce, eylem olmadan umulduğu kadar işe yaramıyor. eylemsizlik, hem yorucu hem de olumlu düşüncenin düşmanı olabilir. ümidinizi kaybetmemeniz harika bir şey. ne olduğunu bilmiyor olabilirsiniz. şu andan itibaren artık onun ne olduğunu bulmak için bir şeyler yapmalısınız. beklentilerinizi, yapabileceklerinizi, öğrenebileceklerinizi üzerinde detaylı bir şekilde düşünerek planlayın ve hayata geçirin. bir mucize beklemeyin; kendi mucizenizi siz yaratın.
anlayabildiğim kadarıyla çevrenizden önce kendinize güvenmeniz gerekiyor. yapacağınız her ne olacaksa önce siz ne yapacağınızdan emin olun. planlamanız sizin yetenekleriniz ve sizin elde edecekleriniz üzerine olsun. plansız bir şekilde riske girildiğinde, (ne yazık ki nasılsa bir yolu bulunur denilerek sonu öngörülemediği için) çok büyük kayıplara maruz kalınabiliyor.
eşinizle daha detaylı bir gelecek planlaması yapmak üzere konuşmak için zaman ayırın. neler yapabileceğinizi, ne yapmak istediğinizi, nasıl bir hayat istediğinizi belirleyin ve yazın. hayallerinizi yazın. bir kısmını bugünkü şartlarınızla gerçekleştiremeyebilirsiniz, önemli değil. gerçekleştirebileceklerinize odaklanarak, her seferinde kendinizi geliştirerek devam edin.
zamanı doğru değerlendirin. sadece günü kurtarmaya çalışmayın. gün her zaman kurtulur ama gelecek hızlı gelir. sevgiler.
Merhaba, hayatta bir defa tam anlamıyla dibe vurmuş bir insanım. Ama dediğiniz gibi yaptığım seçimlerden ötürü dibe vurma aşamasına çok kez geldim ve bunu farketmeye başladığım an; olumlu düşünmeye, geçmişten ders almaya Ve dediğiniz gibi yakınma Ve şikayetleri en aza indirmeye çabaladım Ve çabalıyorum. Şu an yine aynı durumu yaşıyorum. Yazınız için teşekkür ederim. Zamanında çevremdeki olumsu düşünen insanlara bunları ben söylerdim. Şimdi ise okuyorum. Tekrar tekrar okuyorum…
merhaba,
paylaşımınız için çok teşekkürler 🙂
Merhaba.
İşinde ve sektöründe parmakla gösterilecek kişilerden biriydim. Herkese yardım eder, herkesin ihtiyacını gidermek için çabalardım. İş yerim kapandı ve sektör daraldı. Buna rağmen kendime başka bir yol çizdim ve yine sektörümün başka bir koluyla yola devam ettim. Samimiyetine güvendiğim bir arkadaşımla çalışmaya başladım. 2 yıldır nişanlıyım ayrıca. Nişanlım güçlü ve bana sahip çıkan biriydi. İyi kazanıyordum ve iyi kazandığım için bu sektörde devam ediyordum..
Şimdi öyle bir durumdayım ki; zamanında yardımına deli gibi koştuğum insanlar telefonlarıma çıkmaz oldu. Beraber iş yaptığım arkadaşım (zamanında bana her konuda saygı gösteren) bi anda patron oldu bana karşı! Ukala, saygısız, ters konuşan, oturup konuştuğumuz şeyleri tartışma boyutuna getiren biri oldu. Bana zamanında iş diye yalvarırken yetersiz olduğuma dair cümleler sarfetmeye başladı.
Nişanlımsa sanki bu furyaya dahil olmuşçasına saçma sapan sorgulamaya başladı. Ufak tefek şeyleri sorun haline getirmeye, ayağa kalkmaya çalıştıkça beni aşağı çekmeye başladı. Bana kapısını açan insanların yanında mesajla veya arayarak moralimi bozmaya başladı.
Hatta 3.bir kişi adı telaffuz edildi kısa bir süre önce. Özür diledi, toparlamak istediğinden bahsetti bende konuyu kapatıp yok saydım.
İşim bozulmadan önce sektörümü bırakmam gerektiğini, yoksa mutlu olamayacağımızı söylüyordu (kayınpederimde dahil). Şimdi ise bana keşke bırakmasaydın gibi cümleler sarfediyor. Çıldırmak üzereyim böyle olduğunda!
Şimdi ise babamın beyin damarlarında tıkanıklık olduğunu öğrendik. 67 yaşında ve hala çalışıyor. Bi taraftan onunda çalışmasını istemiyorum artık ama hiçbirşey yapamıyorum. Elim kolum bağlı..
Hamdolsun diyorum, ya sağlığımız kötü olsaydı.. hep sükrediyor ve hep doğru anı bekliyorum. Sürekli tetikte bekliyorum, karşıma gelen fırsatları değerlendirmeye almak adına.. fakat hiçbir şey yok!
Ne yapabilirim artık, nasıl bir yerden başlamalıyım diyorum, yol arıyorum kendimce ama şu an için nafile..
Herşeye rağmen çabaladıkça acayip şeyler oluyor! Şimdiye kadar atlattım ama bir yerde tıkanacak mı acaba diye düşünmeden edemiyorum..
Fikirlerinizin değerli olduğunu düşünenlerdenim, mail yolu ile de iletişim kurmak isterim..
Hayırlı günler.
çok teşekkürler paylaşımınız için. benzer zorlukları ve çaresizliği yaşadım. sizi anlıyorum. kısaca şöyle söyleyeyim: değişmek durumundasınız. değiştiğinizi çevrenizdeki insanların ve beklentilerinizin değiştiğini gördüğünüzde anlarsınız. siz değiştiğinizde çevreniz de değişecek. şu anda üzülmenize neden olan insanlar, siz değiştiğinizde zaten çevrenizde olmayacaklar ve onlarla ilgili herhangi bir kızgınlık veya üzüntü hissetmiyor olacaksınız. ilgi alanlarınız, iş yapış tarzınız, çalışmaya bakış açınız değişecek. fırsatları kollayın ama beklemeyin; daha da iyisi siz yaratın.
aradığınız yolu siz değiştikçe göreceksiniz. panik ve çaresizlik duygusu çıkış yolu bulmanın önünde devasa bir duvar haline geliyor. olan olmuş artık. hayatınızla ilgili bütün cevaplar sizde var zaten. tek yapmanız gereken geçmişi bırakmak ve gelecekten endişe duymamak. söylemesi yapmaktan zor, evet… ama bir yol bulmak için içinde bulunduğunuz ana bakmak zorundasınız. bütün gelecek şu an yaptıklarımızda gizli. şu an ne yapıyorsanız geleceğinize etki ediyor.
çok direkt yazdım, farkındayım. bir çok insan tarafından ahkam kesiyormuş gibi göründüğüme de eminim. ama dibe vurmanın ne anlama geldiğini ancak daha önce dibe vurmuş biri anlar. daha da kötü şeyler yaşarsanız (ki bu mümkün, çünkü hala geçmişten bugüne taşıdığınız seçimleriniz mevcut) endişelenmeyin. belki de daha fazla dibe inemeyeceğiniz bir noktaya gidiyorsunuz; ve o nokta ayaklarınızı yere vurup yükselmeye başlayacağınız nokta olabilir. böyle düşündüğünüzde bir kaç seçeneği daha rahat görebilirsiniz; farklı fırsatları görebilmek, hayatta size mutluluk veren şeyleri farketmek, kendi fırsatlarınızı yaratmak… girişimlerinizin tıkandığını zamanında farkedip eylem planınızı revize etmenizi öneririm. bazen sonuna kadar gitme içgüdüsü doğru olmayabiliyor. hem devam edip hem de başka seçenekleri değerlendirmek akıllıca geliyor bana. size hayatta yardım edebilecek tek kişi var: o da sizsiniz.
paylaşımınız için tekrar teşekkürler…
bir sorunuz olursa bana iletişim formumdan ulaşabilirsiniz. aklım erdiğince fikir vermeye çalışırım ama dediğim gibi benim söylediklerim sadece bir fikir verebilir… mutlak bir cevap veya yol gösterici nitelik taşımaz.
Son 7 yildir hayatimda hersey kötuye gidiyor. Ben iyi olacak umuduyla, cabaliyorum fakat göruyorumki ne yaparsam yapayim ben bu gidisati iyiye ceviremiyorum . öyle görunuyor ki son duraga yaklastim. cocukken yaptigim. ir hatanin butun yetiskin hayatimi alt ust ettigini görunce mucadele edecek gucum kalmiyor. ne yapsam nereye gitsem hep ayni. ayni gunu tekrar tekrar yasamak gibi. etrafimda gulen mutlu insanlar göruyorum. en son ne kadar mutlu oldugumu hstirlsmiyorum bile.
merhaba,
paylaştığınız için teşekkürler… hepimizin uzun ya da kısa süren zor zamanları oluyor. yazımı okumuş olmanız ve yaşadığınız zorluğu paylaşmanız, farketmeseniz de hala gelecek için umutlu olduğunuz anlamına geliyor. hatalarımızı değerlendirmezsek hayatımız boyunca bizi takip ederler. değerlendirmeyip pişmanlık yaşamaya devam edersek de sanki hep aynı günü yaşıyormuş gibi oluruz doğal olarak. öncelikle kendinizi affetmenizi öneririm. olaylara bir de “olan olmuş. şimdi ne yapabilirim” şeklinde bakın. hep aynı şeyleri yaşıyorsanız bilin ki bakış açınız aynı olduğu içindir. bakış açınızı değiştirin. hayat, (ne olursa olsun) çok güzel. profesyonel destek almayı da düşünebilirsiniz…
en son ne zaman mutlu olduğunuzu hatırlamaya çalışmayın bence. mesela hayatınızdaki ilk köklü değişim, bugün mutlu olmak için elinizden ne geliyorsa yapmak olsun. ve bunu her gün yapın. gittiğiniz yerlere her zaman gittiğiniz yoldan gitmeyin. son durağınız sadece otobüs durağı olsun. zor zamanlar yaşamakta olan biri olarak yalnız değilsiniz. zorluk yaşayan ama hiç vazgeçmeyen çok insan var. farklı bir şey yapın ve bu insanlara katılın. değişim hemen olmayacak ama siz ne kadar inatçı olursanız değişme konusunda o kadar kalıcı değişiklikler olacak hayatınızda.
Merhaba,
Karanlığa sıkışmış gibiyim, karanlığı hep sevdim ama bu farklı çünkü ilk defa önemsedim. Rüyalarım bile beni çıkmaza götürürken hayattan aydınlığını beklemek sadece komik. Boğuluyorum, haykırsam tüm dünya duyacak sanki. Ot gibiyim. Pes etmek üzereyim çünkü artık çok yorgunum. Içimde silik halde bulunan küçücük umut bile yaşama sebebim. İlk defa tüm ruhumla, kalbimle, bedenimle istiyorum. Ama buna aklım dahil değil. Eğer dahil olsaydı hep yaptığım gibi içimde saklardım bunları. Bana sadece biraz tutunma gücü gerekli. Bu kulağa o kadar imkansız geliyor ki. 2 yıldır bir şeyi o kadar çok denedim ki. Her gün saatlerce çalıştım. Hep denedim. Kaç kere depresyona girdim bilmiyorum bile. Kaç kez öldüm kaç kez dirildim. İstediğim şeyin olması için bir ışık göremiyorum. Ne istediğimi yazmayacağım ama 2 yıldır denediğim bu şey hakkında kötü yorumlar aldım. Bu aldığım ilk kötü yorum değil elbette. İlk olsaydı asla bu kadar güçsüz olmazdım. Çok uğraştığın, emek verdiğim, hayatımın tek sebebi olan bu şey o kadar uzakta ki. Çok berbat dediler, bunu bırakmalısın dediler, benden daha az istediğine emin olduğum kişiler bile daha kolay ilerliyor. İnsan neden hep en çok istediği şeyle sınanıyor ki? Değiştiremeyeceğim bir şeyi istiyorum ve maalesef değiştiremeyeceğim şeyler için üzülememeyi beceremem. Mutlu olduğumda mutluluğumun hemen bitmemesi kim bilir ne güzeldir. Bu istediğim şeyi kimseye söyleyemiyorum da. 2 yıldır deniyorum ve 6 yıldır hayallerimde. Ama insanlar beğenmiyor. Ve bu ufak bir beğenmeme de değil, iğreniyorlar. Ben çok içine kapanığım ve artık istediğim bu şeyi aileme söylemek istiyorum, başarılı olmak istiyorum. Ama dedim ya değiştiremeyeceğim bir şeyi istiyorum diye kendimi sıkışmış hissediyorum. Okulumdan da nefret ediyorum. Arkadaşlar sebebiyle veya başka bir şeyden dolayı değil. Mutlu gibi davranmaktan bıktım. O okul hayallerine uygun değil ama hayalimdeki okul da imkansız. Gerçekten çok iyi bir okul. Çok çalıştım ve eskiden istediğim bu okula geldim. Ama ben böyle hayallerine ulaşamam. Ama istediğim şey, benim altımı üstüme getiren bu şey adı üstünde “hayale oldu artık. Ne yapacağım? Bana vazgeç demeyin. Ben istediğim o şey olmadan asla mutlu bir insan olamam. Diyorum ya, yaşama sebebim bu. Bana lütfen yol gösterin. 2 yıldır her gün saatlerce uğraştığın bu şey berbat. Kendimi geliştirdim ama bu yeterli değil, farklı olmam gerekiyor. Yaratılışını değiştiremem. Katlanma gücüm kalmadı. Dipteyim. Bana yardım edin.
merhaba,
yazıyı sonuna kadar okuduğunuzu tahmin ediyorum. benim de size önereceğim her şey zaten yazıda var. farklı bir şeyler yapmanız gerektiğini biliyorsanız bunu harekete geçirmek iyi bir fikir olabilir. dipte olmak kötü bir şey değil. bu demektir ki ayaklarınızı vurup yukarı çıkma fırsatını nihayet yakaladınız. sorununuzun ne olduğunu anlamadım ama hayatta çözülemeyecek sorun yok. bazıları için risk almak gerekiyor. o riski göze almaya hazır olduğunuz anda bunu hissedersiniz.
hep aklınızda olsun; her birimize sadece bir kişi yardım edebilir… o da kendimiziz. o yüzden ilk aşamada nefret, umutsuzluk gibi olumsuz seçimlerinizin sizi bloke etmesine izin vermeyin. hiç birimiz “kendimizi geliştirdim” diyemeyiz. kendimizi geliştirme sürecimiz biz ölene dek sürecek. çözüm bulamıyorsanız, bilin ki doğru düşünmüyorsunuz, doğru hareket etmiyorsunuz veya seçimleriniz hatalı; buna kafa yorun bence. doğru adımlar attığınızda bunu hayatınızda gerçekleşecek değişimi göreceksiniz.
karanlığı sevdiğinizi söylemişsiniz ama karanlık görmeyi engeller. aradığınız cevapları görmek istiyorsanız ışığa çıkmak ve ışığı sevmek durumundasınız. zayıf olduğunuzu düşündüğünüz yanlarınızı nasıl geliştirebileceğinizi öğrenin ve uygulayın. kendinize zaman tanıyın. olumlu düşünme üzerinde çalışın. daha hızlı yol alırsınız.
sevgiler.
Ben 17 yaşındayım buraya yazamicağım bazı zorlukları küçük yaşta atlattım. Hayatım inanılmaz çalkantılı ve şu son senemde sorgulamaya başladım. Farkettiğim birşey insan sorguladıkça mutsuzlaşıyor. Bu mu lan seni mutsuz ediyo diyebilirsiniz kişisel problemler herkesin var fakat sorguladığım şey çok daha büyük bir kısım. Bu adaletsiz sistem beni bitirdi. Cevap bulamadığım en önemli soru. Bizim gibi iyi insanlar orta halli veya düşük halli kalıp iğrenç beş para etmeyen adamlar ne paralar kazanıp, üst statülerdeler, Tanrı varsa neden görmüyor? Neden haketmeyenler üstümüzde? Ne yapmamız lazım gelecek kaygımız olmadan yaşamak için ? İğrenç insan mı olmamız lazım ? Çalışıp kazan diyeceksiniz belki ama bu bahsettiklerim neden çalışmadan yapıyor ? Umarım görüp görüşlerinizi yazarsınız sevgiler.
henüz çok gençsiniz. zorlukları çok gençken yaşamak avantajlı olabilir-eğer doğru değerlendirilirse. umutsuz olmak için de çok gençsiniz. çok direkt olacak ama tanrının varlığını sorgulamak gerçekten anlamsız. siz neye inanıyorsanız o izin gerçeğinizdir. beş para etmediğini düşündüğümüz insanlar kendileri için öyle düşünmüyorlar; muhtemelen başarıları da bu güvenden geliyor.
çalışıp kazan ibaresini değiştirmek gerekiyor aslında. doğru çalışarak başardığınızda başarınız sürdürülebilir olur. çünkü doğru çalışmak size aynı zamanda hem farkındalık kazandırır hem de başarı tanımınızı değiştirir.
gelecek kaygısı ne yazık ki yapmakta olduğunuz her şeyi etkiliyor ve geleceğinizi bozuyor; yani istediğiniz ama o doğrultuda hareketler ve seçimler yapmadığınız için ulaşamayacağınız bir gelecek. ben uzman değilim. ama edindiğim tecrübelerden bildiğim bir şey varsa şu anda bildiğimizi düşündüklerimiz, öğreneceklerimizin yanında çok az.
geleceğinizi değiştirmek mi istiyorsunuz? o zaman kendinizi eğitin. farkındalığınızı arttırın. sızlanmaktan vazgeçin. farklı olun.
ben başaracağınıza inanıyorum. ama siz kendinize inanmıyorsanız, bunun için -bırakın dünyayı tüm evrende bile- size yardım edecek bir varlık yok. kendinize inanın. sevgiler.
Hala sorunlara bi çözüm buluyorsanız yazıyorum
Her şey güzel olacak düzelecek derken daha da kötüye gidiyor ve bu gidişe hiç bir şekilde dur diyemiyorum ailem mahvoldu ayrıldılar okula gidemiyorum maddi sıkıntımız var bi evimiz bile yok akrbalarda kalıyoruz üstüne üstlük bir de ise girdim neredeyse hiç tatilim yok tüm gün çalışıyorum neyin altından nasıl kalkarım hiç bilmiyorum ama bu gidişle canıma kiyarim gibi geliyor dünyanın en berbat hissi bu “Her şey daha da kötüye gidiyor” arkadaşlarım okurken benim kenarda köşede fare gibi durmam koyuyor bunları neden yazıyorum çünkü burama kadar geldi bi şeyin değişmeyeceğini bilerek yazıyorum hem de…
merhaba,
yorumlara aklımın erdiğince öneriler getirmeye çalışıyorum ama buna “sorunlara çözüm bulmak” denemez. amacım da o değil zaten.
“her şey güzel olacak” diyip beklersek hiç bir şey güzel olmayacak. bunun için bir şeyler de yapmak gerekiyor. yani elimizde sihirli bir değnek yok, “her şey güzel olacak” cümlesi sihirli bir cümle de değil.
naçizane önerim; zor bir yükün altından nasıl kalkacağınızı düşünmeyin. çünkü bu cesare verici bir düşünce tarzı değil. onun yerine başaracağınıza inanın. neyi başarmak istediğinizi bilin. “arkadaşlarım okurken benim kenarda köşede fare gibi durmam” cümlesi koyuyorsa o zaman bu cümleyi kurmayacaksanız. her şeyden önce kendinize iyi davranacaksınız.
hiç bir şeyin değişmeyeceğine inanıyorsanız, haklı çıkarsınız. değişeceğine inanıyorsanız da haklı çıkarsınız. çünkü hayat “neye inanıyorsanız” size onu getirecek. zihnimiz, ne düşünüyorsak onu algılamak üzerine çalışıyor. ve algıladığınız he şey seçimlerinizi oluşturuyor. istemediğiniz şeyler üzerinde çok düşünüyorsanız o zaman hayat size istemediklerinizi verecek. benim tavsiyem istediklerinize odaklanmanız ve kendinizden başlayarak içinizdeki sevgiyi uyandırmanız. çünkü hayatı öncelikle sevgi kurtarıyor.
sevgiler.
Merhaba, ben de sandığım kadarıyla zor bir süreçten geçiyorum. Neredeyse 2 senedir iş arıyorum. Kendi çabamla internetten başvurusu yapıyorum. Tanıdıklara söylüyoruz ama fayda etmiyor. En sonunda geçen ay kendi çabamla torpilsiz buldum ancak 1 hafta sonra daha tecrübeli bir eleman ile çalışmak istediğini söyleyerek patronum beni çıkardı. Bilemiyorum kendimi kötü hissediyorum çünkü aldığım eğitim(2 bölüm ve yurtdışı master ve iş tecrübesi) verdiğim emeklerle hatta ailemin de verdiği emeklerle ve de ayrıca karakteristik(çalışkan, dürüst vs.) yapımla karşılığını aldığımı düşünmüyorum. Yanlışım nerde diye hep arıyorum. En son acaba davranışlarımda mı yank bedrn dilimde mi diye düşünmüyorum. Ve onu da geliştirmek için pratik yapıp ilgilo videolar izleyip kitaplar okuyorum. Vazgeçmek istemiyorum ancak çalışmadan geçen zamanımı düşündükçe ve gelecekte ne zaman iş bulacağımı düşündükçe endişeleniyorum. Çünkü ben gerçekten kariyer sahibi olmak istiyorum ve ilerlemek istiyorum. Liseden beri bunun için adımlarımı attım. Şimdiyse kontrolüm dışında bir sürü istemediğim gelişmeler oluyor. Pozitif düşünüp harekete geçiyorum ama üst üste bunları yaşayınca motivasyonum gittikçe azalıyor. Hatta iş bulup girsem dahi eskisi kadar motive başlayabileceğimi düşünmüyorum malesef. Bunun dışında hayatımda elbette ki şükrettiğim şeyler var. Sadece çalışıp hayatımı düzene oturtmak istiyorum her bir birey gibi. Çok da şey istemiyorum ki… Neyse sadece şu an içimden geçenleei paylaşmak istedim. İnşallah 5 sene sonra bu yazdıklarıma bakar ve nereden nereye gelmişim der güler geçerim.. Bloğunuz için ve paylaşımlarınız için teşekkürler…
Şükretmek ifadesi geçtiği zaman boş bir yazı olduğunu anladım! Şu inanç sistemi insanlığı acziyetten başka bir şeye sürüklemiyor. Hintlilerin kast sistemi de, bu dünyadaki köleliğin ve ezilmişliğin mükafatinı diğer dünyada (!) alacakları üzerine kurulmuştur. Bu yüzden insanlar, bulundukları yerin bir adım ötesine geçmeyi düşünmez, böylelikle diğer sınıflar için tehlike arz etmezler…. Şükür, nasip, kısmet…. olmasaydı napacaktınız acaba? Bari boş beleş fikirlerinizi kendinize saklayın da millet için zaman israfı olmayın
merhaba.
adınızı açıklamaktan çekinmemelisiniz (kayıt sırasında kullandığınız mail adresindeki isim gerçekse ben biliyorum ama bu yeterli değil). benim platformumda kimse kimseye hakaret etmiyor. gerçi boş beleş fikirler diyerek gayet güzel hakaret etmişsiniz ama olsun. canınız sıkkın sanırım ama insanlar sizin kum torbanız değil. önünüze gelene çemkirmemelisiniz. tavrınızın çok kötü olduğunun siz de farkında olduğunuz için adınız yerine “travel” yazmış olduğunuzu düşünüyorum.
yazımı okumadığınız çok belli oluyor. bilgilenmek yerine gözünüze ilk çarpan kelimenin, sizdeki ön yargısıyla aklınıza eseni yazdığınızı görüyorum. yazıda “diğer dünya”yla ilgili bir şey yok, şükretmek konusunu sadece dini açıdan ele almanız dine bakış açınızın çarpıklığıyla ilgili muhtemelen.
okumadığınız bir yazının sizin için bir vakit kaybı olması sadece yorum yazdığınız zamanla ilgili. hakaretinizi kendi kendinize yapmış olsaydınız siz vakit kaybetmemiş olacaktınız.
yorumunuzu yayınlama sebebim, herkesin fikrini özgürce açıklama hakkı olduğuna inanmam. yorumunuzun size bir şey katmadığına eminim ama cevapsız bırakmak istemedim ki cevabımı okuyanlar boş yere vakit kaybetmiş olmasınlar.
kötü bir tavır sadece hareketlerle olmuyor, yazarak da mümkün. sizin başardığınız gibi. ancak başarınız olumsuzluklar tarafında olmasın bence. tavrınızı düzeltebileceğinize ben inanıyorum ama tabi ki bu yeterli değil. önemli olan sizin eleştirirken sakin olmanız ve iletişime müsait seviyelerde eleştirmeye çaba göstermeniz… daha da önemlisi buna gönüllü olmanızdır.
tavrınızı düzeltmenizi ve bu kötü tavrınızla insanlar için zaman israfı olmamanızı dilerim.
Sorunun hayat lâ benim aramda oldugunu hatta hayatın benle dalga geçtiğine inanıyorum nereye elimi atsam kuruyor kafam da iş adamı modeli var mesela bi yere işçi olarak girip çalışamıyorum kafayı yiyorum bu durumu kendime kabullenemiyorum ama parasız bi iş yapamıyorum defalarca kez denedim hep hüsranla bitti her denemede daha da geriye göturdu hayat anlamsız şekilde sürekli bana olumsuz dönüş sağlıyor kadere teslim olmak en iyisi artık benim için şartlar artık kalmadı cepte kuruş yok bakalım kader ne getirecek
belki de öncelikle bulunduğunuz noktayı farketmeniz gerekiyor. çünkü nereden başlayacağınızı ve bu başlangıç için neler yapmanız gerektiğini bu farkındalık içinde olmanız belirleyecek. defalarca yaptığınız denemeler hep aynı şekilde olmuşsa bir değişiklik yapmanız gerekiyor olabilir. hep aynı şeyi denediğimizde farklı bir sonuç elde etmemiz imkansız. içinde bulunduğunuz durumu kabullenmenizi öneririm. içinde bulunduğumuz durumu ancak geçmişi geçmişte bıraktığımızda kabullenebiliriz. size de tavsiye ederim. ancak eskisini kapatırsak yeni bir döneme başlayabiliriz. kadere teslim olmayın. ne gerekiyorsa onu yapmak için direnin. mutlaka sonuç alırsınız. paylaşımınız için teşekkür ediyorum ve kolaylıklar diliyorum. vazgeçmeyin.
merhaba ben lgs sınavına girecek bir öğrenciyim o kadar stresliyimki herşey iyi gidiyorken birden bire kötüye gitmeye başladı artık bıkdım mutlu görünmekden bi tavsiye verin
Genç yaşta hedeflerimin peşinde koşan birisiyim işlerim kötüye gittiği zaman mutsuz oluyorum pes etmek aklımın ucundan geçmiyor 300 gündür her gün çabalıyorum verilerim düşük geliyor 100 günlük emekleri olan insanlar bana yetişiyor aslında piyasada olmaları püf noktayı yakalamama neden oldu gelisecegimi basaracagimi biliyorum başka bir b planım yok hiç bı zaman olmadida bu kadar emin olmama rağmen verilerimin düşük olması beni üzüyor veriler yükselince durduk yere gülümsüyorum düşük olunca üzülüyorum ne yapsam yapıyım mutlu olamiyorum o anlarda aylık gelirim yok veriler bu yüzden üzüyor net bir gelirim olsa üzülecek bişey yok ortada veri bu düşer de çıkarda ama şuanki verilerim 200 gün önceki veriler ve bu bana ciddi anlamda koyuyor her gün yeni bir umud la yayın açıyorum şu zamana kadar hiç kırılmadi umudum ama yayını kapatınca mutsuz oluyorum düşük verilere rağmen nasıl mutlu olabilirim tüm mutluluğum ve üzüntüm sadece işime bağlı düşük verilere rağmen nasıl mutlu olabilirim
mutluluğu ve üzüntüyü işlerin gidişatına bağlamak pek akılcı değil. çünkü mutluluk veya üzüntü bir şarta bağlı değil; aksine kişisel bir tercih. şarta bağlayarak mutlu olmayı hedeflemek çok kolay, çünkü iş hayatı, kişinin kendisini ruhsal olarak geliştirmek için sarfettiği çabadan çok çok daha kolay. üzüntü ise dünyanın en kolay şeyi. olumsuz duygu içeren herhangi bir şeyi hemen yapabilirsin. hiç çaba sarf etmene gerek yok. istersen kendine hemen acıyabilirsin de. anında başarabilirsin. belki de buna mutlu olabilirsin (çünkü kendine acımayı başardın. ama pek uzun sürmez mutluluğun.)
asıl başarı, mutluluğu hiç bir şarta bağlamadan yakalayabilmek. bunun için de her şeyden bağımsız olarak hayatın gerçeklerini olduğu gibi kabullenmek gerekiyor. söylendiği kadar kolay değil tabi ki… konuyla ilgili bilgi edinmeni öneririm. verilerden kastın ne bilmiyorum ama onlar sadece iş; umudunu, mutluluğunu, hayatını bağlayabileceğin bir şey değil. bu şekilde “ne olduğunu anlamadığımız o verilerinin yükselmesiyle” çok zengin olsan bile mutlu olman pek mümkün değil. mutsuzluk için sürekli bir bahanen olacak. deneyimleyerek öğrenmeyi tercih edersen eğer, umudum çok fazla yaş almadan öğrenebilmen.
mutluluğu sağlayan başarı değil; başarıyı sağlayan mutluluk. çünkü başarıyı ve devamlılığını sağlayan şey, kişinin iç dengesi. yukarıdaki arama kutucuğuna “mutlu olmak” yazıp arama yapınca, çıkan sonuçlarda konuyla ilgili bir kaç yazı çıkıyor. belki cevap onlardan birindedir. ama asıl cevap tabi ki kişinin kendinde.
kendimi “güzin abla” gibi hissettim 🙂 ne olursa olsun yine de verilerinin yüksek olmasını dilerim 🙂
merhaba.nereden başlayacagimi bilmiyorum.internette caresizce yorumlari okurken sizin yazinizi gordum ve icimi dokebilecegim bir yer oldugunu fark ettim.hayatta hic bir zaman basarili bir insan olamadim icimde potansiyel oldugunu hissetmeme ragmen hep yanlis hamleler yaptim ve basarisiz oldum.hayatta hic bir zaman cok onemsenmedim halbuki önemsenmeye o kadar ihtiyac duydumki hep gunun sonunda yanliz kaldim.hayattaki.tek sansim esim ve cocugum oldu.ama ben onlara layik olamadim kumara.bulastim is yerim var kazandiklarimi.hep oraya verdim.esim devlet memuru onun maasini alamamasina neden oldum.neden yaptim bunlari kisa yoldan esime ve cocugumu iyi bir hayat sunabilmek icin yaptim belki ama iyice dibe vurdum.cok gunah isledim insanlar tarafindan cok sevilmedim sevmelerini istedim.beni gercekten seven ailemi annemi babami kaybettim.artik insanlardan uzaklasmaya basladim kimseye selam vermemek kimseden selam.almamak yani kacmak istiyorum.ailemi cok seviyorum esimi ve oglumu ne yapacagimi bilmiyorum cok musteri kaybettim kaybetmeye devam ediyorum ama inanin hayat sanki hazirliyor bunlari tam is alacagim telefonum bozuluyor bana ulasamadiklarinda baskasina isi veriyorlar ne oldugunu anlamiyorum.dertlesecek kimse bulamiyorum sanki herkes bir olmus bana karsi gibi geliyor artik.en kotusude bunlari surekli dusunmek ve degismeyecegini hissetmek.
Bence yılmamaliyiz
2020 önlisans KPSS ye girdim istediğim puanı alacağıma o kadar emindim ki özgüvenim yüksekti ailem bana inanıyordu güveniyordu ta ki sonuçlar açıklanıncaya kadar istediğim puanı alamadım ailemi maddi ve manevi sıkıntıya soktuğum düşüncesi her zaman aklımdaydı ama iyice beynimin içine işlemeye başladı. Polis olayım dedim boyum tutmadı boyum tutsa bile gözümde azıcık bile olsa kayma olduğu için bu polisliğin sağlık kontrolünde benim önüme bir engel olacak çıkacaktı bunu biliyorum. Sanki bana bütün kapılar kapandı gibime geliyor. Her gün düşünüyorum ne yapabilirim diye ailem benden bir beklenti içinde ben bile kendimden bir beklenti içindeyim acaba ne olacak benim sonum diye bir uçurumun kenarındayım kendimi oradan bıraksam ya kurtulacam ya da iyice sıkıntıya girecekmişim gibi düşünceler düşünceler…
Merhaba….Yazdiginiz her sey dogru .Insan ne olursa olsun yasamak icin gayret gostermesi lazim.Benimde korkularim var.Ailemle ilgili hayatim var bir evin geliniyim we hic sevilmedim ilk gunden baska millet diye hep beni eleştirdiler.Kocam asgerde oldu 2 senedir we ben onun evinde ailesiyle bekledim simdi asker bitdi cok sukur kocam dondi.Ama sorunlar buyidi.eve emek biz vermemize rağmen hep istenilmeyen biz olduk.čikip gidin evden diye kocami bizi kovmak ile korkutyorlar.Gidicegimiz yer olmadigini bildikleri icin .We bide dunya tatlisi kizim var .kendimde hamileyim….5 tane gorumcem var.evde 1 si kaldi aman 5 si hayatimi maf etmeye degiyor.Kayinvalidemi hep bana karsi dolduruyorlar.babamida kaup etdim 2 ay once gencecihim ama cekdigim seyler yasimca degil.Ne yapicagimi bilemiyorum.Kocam čikip gitmek istemiyor anlamiyorum.
Merhaba. Yaziniz cok iyi geldi . Bende son 2 yildir cok zor seyler yaşiyorum. Bundan 2 yil önce araba kullanırken kaza geçirdim. Ve o gündenberidir sol bel kalça ve bacakta ağrılarım var cok tedavi gördüm ama eskisi gibi olamadım. Bu süreçte her bi doktur bi teşhis koydu resmen doktura gitmekten korkar oldum. Kalça sıkışma sendromu, sakroiliak pubis sendromu gıbı teshisler aldım tedaviler aldim ama duzelme yok. Derdime çare ararken kemik erimem ve sokolyozumun oldugunu da öğrendim. Butun bu saglik sorunlariyla başetmekte çok zorlaniyorum . Kaza gecirdigim gunden beridir hayatım bi kabusa döndü. Batakliga saplanmis gibiyim cikmaya calistikca icine daha cok gömüldüm. 26 yasindayim öğretmenim ama bu durum yuzunden meslegimi bıraktım agrilardan dolayi dişari çıkamaz oldum genc yasta 80 90 yasindaki insanlarin yasadigi hayata mahkum oldum . Surekli yeni kararlar aldim ama sürdüremedim daha dogrusu ağrılar izin vermedi. Evliyim ve bu durumdan dolayi eşimle maddi manevi cok yiprandik . Ayni zamanda bu kazadan sonra cevremde kimsem kalmadi daha başındayken ailem sevdiklerim dostlarim arkalarını döndü. Kör kuyunun icinde eşimle yapayalniziz bazen eşimde olmuyor o kuyuda . Şimdi ben ne yapacam bilemiyorum. Bu yaşadiklarim cok agir geliyor en cokta bu muameleler .Bu kör kuyudan çıkmayı cok istiyorum cok çabaladım
Daha 15 yaşında ve baskı altında biri olarak hayattan zevk almıyorum her sey üst üste geliyor
Ben çocukken derdim ki benim ilerde çok güzel bir hayatım olacak ve çok mutlu olucam çok şimdi ise komşularımızla yani amca oğularımızla her gün kavga ediyoruz Ablama saldırdılar bir gece bizde evde duramadık çıktık ablamın evine koştuk o anda abimi birisi bıçaklıycaktı kendini korumak isterken bıçak karşısındakine saplandı ve şuan hapiste tutluyor biz suçlu olmadığımız halde devlet bizi suçlu görüyor ya bizim ablamıza saldıryolar inanabilirmsun evde oturup bekliycekmiyiz benim 3 yaşındaki yiyenim var titriyor çocuk benim içim parçalanıyor be abi ve ben 14 yaşındayım daha benim bunları kaldıracak gücüm yok yetmiyor Çocukkende bize saldıryolardı benim gözümün önünde gözümün önünde babam abim ablam annem darp edildi ya dükanımıza iş yerimizin önünde bizi darp ettiler benim babam engelli ona rağmen ona vurdular yere düşürdüler inanabiliyormsun kamera kayıtlarını verdik hiç bir şey olmadı sabıka yediler sadece oysa öldüreceklerdi bizi aradan bir kaç yıl geçti tekrardan saldırdılar arabayla dükanımıza giriyor ve abime yumruk atıyor tekrardan kavga ettik tekradan benim ailem darp edildi türkiyede adalet yokmu be abi neden biz suçlu olmadığımız halde bizi suçlu görüyolar ya ben geleceğimi düşnemiyorum artık lise 1 gidiyordum derslerimi iyidi ama gitti bıraktım okulu geleceğimi düşnemiyorum içim parçalanıyor diğer arkadaşlarım her gün gülüp gezerken ben neden ağlıyorum ben neden mutlu olamıyorum diyorum abi her bir kaç yılda bizimle uğraşıyolar ya benim gözümün önünde annem annem darp edildi tekme atı anneme gözümün önünde Yooo yoo ben büyüdüğümde yaşatmıycam bunları onlar benim çocukluğumu geleceğimi elimden aldılar bende onların geleceğini alacam benim abime yalancı şahitlik tutarak para vererek hapse tıktılar Türkiye de adalet yok O kadar kamera kayıtlarına rağmen Bir şey yapmadılar Brisine bile Türkiyede adalet yok kavgadan sonra abimizi hastaneye götürdük sinir krizi geçirdi arabamızı paramparça ettiler kamera kayıtlarnda gözüküyor tam ama hastane vermedi Para verdiler hastaneye kamera kayıtlarını vermeyin diye Abi yemin ederim ben bunları konuşurken anlatırken içim içim yanıyor parçalanıyorum ben abi ben neden böyle yaşıyorum diyorum benim hakım yokmu geleceğimi düşünüp meslek sahibi olmak mutlu olmak yokmu benim hayatımda abi
Daha çok gençsin. Henüz hayata başlamadın bile. Bir geleceğin olsun istiyorsan, başına ne gelmiş olursa olsun, devam etmek zorundasın. Ayrıca, elinde imkan varsa bunu değerlendirmek zorundasın, yani okula git. Kimse kimsenin hayatını elinden alamaz. Ancak biz izin veririz alınmasına. Okumayı bırakıp, hayatım mahvoldu diye kendini paralarsan, geleceğini kendi ellerinle zaten yok etmeye başlamış olursun. Aileni kurtarmak mı istiyorsun? O zaman önce kendini kurtaracaksın. Umarım gelecekte, bugün yaşadığın olayların içinde kaybolmamayı başardığın için şükredersin. Mutlu bir hayat diliyorum sana.
İçimde garip bir his var ve ne olduğunu bilmiyorum. Son zamanlarda bunun dışında başka bir his hissetmez oldum. Bu hissi tanımlamak bile inanılmaz zor. Geceleri uyutmayacak kadar rahatsız ediyor.