sosyal medyayı çoğunlukla sohbet ve eğlence amaçlı kullanan bir çok kişi kişisel markalaşmayla ilgilenmiyor. maaşlı çalışanlar, iş sahibi veya girişimci olmadıkları için kişisel markalaşmanın kendileriyle ilgili olmadığını düşünüyorlar. gerçi türkiye’de iş sahipleri de kişisel markalaşma konusuyla pek alakalı değiller. sadece girişimcilerin bir kısmı (o da işlerini tanıtma amaçlı) kısmen ilgileniyor ama yeterli değil tabi ki…

bir şirkette maaşlı çalışıyor olmanız, kariyer planı yapmanıza engel bir durum teşkil etmediğine göre kişisel markanızı da oluşturmanız alakasız bir durum olmaz, öyle değil mi? işinizde yükselmeniz için sadece sessiz bir şekilde işinizi yapmanız yetmiyor. kariyerinizde ilerlemek istiyorsanız, kendinizi ve yaptığınız işin daha iyisini yapabileceğinizi göstermeniz gerekiyor. daha iyi bir pozisyonu hakettiğinizi ve o pozisyonun hakkını verebileceğinizi bilmenize rağmen, çalıştığınız şirkette yükselme ve kariyerinizi geliştirme imkanı olmadığını gördüğünüzde kendinizi iyi hissetmiyor olabilirsiniz. ama konunuzla ilgili kendinizi başka insanlara da gösterme imkanlarını değerlendirmediğinizde işinizi kaybetme riski daha büyük olacağından sesinizi çıkaramıyor da olabilirsiniz. işte kişisel markalaşma, kendinizi daha iyi ifade etme, potansiyelinizi ortaya koyma, ve bundan haberi olmasını istediğiniz kişilerin haberdar olmalarını sağlama şansını verir size.

işinizden memnun olmayabilirsiniz, çalıştığınız işi tümden değiştirmek isteyebilirsiniz… bunun için hayatınızda bir değişiklik veya gelişme sağlamak için bir hazırlık yapmanız gerekiyor. hayatınızı planlarken hemen yarın ne yapacağınız değil, hedeflerinizin gerçekleşmesini istediğiniz zamana kadar ne yapacağınız önemli. yani çölde kaldığınızı düşünün; susuz kaldığınızda mı su ararsınız yoksa gücünüz yerindeyken kuyuyu kazıp susuz kalmamayı mı hedeflersiniz?

maaşlı bir işte çalışmanızdan dolayı nasıl profesyonel paylaşım yapacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. aslında insanların sosyal medya kullanımı çoğunlukla kişisel fotoğraf paylaşımı, eğlence ve sohbetten öteye geçmiyor. oysa ki herkesin kendisiyle ve yaptığı işle ilgili söyleyecek bir şeyleri mutlaka var. bunun için girişimci veya yazar olmak şart değil.

ne yazık ki başımıza bir iş gelmeden farklı bir şeyleri denemek aklımıza gelmiyor (susuz kalmadan kuyu kazmak gibi). planlama yapmak, hayal ve hedef belirlemek, geleceği şekillendirmek için atılması gereken ilk adımlardan biri. çevrenizi geliştirmeniz, kendinizi geniş kitlelere tanıtmanız bireysel gücünüzü arttıracağı gibi çalıştığınız iş yerindeki gücünüzü de arttıracaktır. aslında bu, sizinle çalıştığınız şirket arasında karşılıklı fayda alışverişi gibi bir durum. kişisel markalaşma süreci sizin tanınırlığınız ve çalıştığınız şirketi tanıtmanız açısından önemli bir araç.

kariyer iniş çıkışları çok normal. ama bu iniş çıkışlar sırasında gücümüzü çok fazla harcarsak, bir süre sonra kariyerimizi geliştirme konusunda çalışmak yerine, işimizi kaybetmemeye çalışırken buluruz kendimizi. bu da içinde bulunduğumuz
şartları -iyileştirmeye çalışmak yerine- ister istemez sesimizi çıkarmadan kabullenmek durumunda bırakır bizi.

işin aslı hayatın bize ne getireceği konusunda hiç bir bilgimiz yok. ama hayatın getireceği her türlü olumlu veya olumsuz sonucu bir şekilde yararımıza değerlendirme konusunda çalışabiliriz. ne olursa olsun, bilgiye yatırım yapıp, doğru zamanda doğru hamleler yapma konusunda ilerleme kaydedebiliriz. sosyal medyayı doğru kullanarak, kişisel markalaşma sürecimizi en etkili biçimde planlayabilir ve hedeflerimizi daha etkin gerçekleştirebiliriz.

iş hayatının yarattığı yük insanlarda yarattığı bıkkınlık, motivasyon düşüklüğüne ve tutkuların yok olmasına neden oluyor. günlük kargaşa içinde insan, kendini hep geri plana atıyor. kariyerinizin ilk günlerini hatırlayın; hedefleriniz ve hayalleriniz vardı mutlaka. sizi onların peşinde koşmaktan alıkoyan nedir?

kişisel marka terimine takılmayın. kişisel marka kısaca kişisel itibarın popüler adı aslında. bugün kişisel itibarınızı birincil derecede etkileyen en önemli mecra internet. insan kaynakları yöneticileri veya temsilcileri ve işe alım yapan yetkililer, işe alma kararı vermeden önce sizin internetteki varlığınızı kontrol ediyorlar artık.

dolayısıyla, kendinize “iş yerinizde ve çalıştığınız sektörde nasıl algılandığınızı” sormanızda fayda var. nasıl görülmek isterdiniz? bu durumda sosyal medyadaki tavrınız, görüntünüz ve paylaşımlarınız önemli hale geliyor.

sosyal medyadaki bağlantılarınız, kariyerinizde sıçrama yapmanıza imkan verebilir. bu konudaki seçimleriniz de önemli. kabul edelim ki çalışırken başka insanları tanıma fırsatımız pek olmuyor. çevremiz, hep çalıştığımız iş arkadaşlarımızdan ibaret oluyor.

insanların en büyük şikayeti farklı bir şeyler yapma konusunda zaman bulamamak. çalışma saatleri dışında makul bir zamanda interneti kendimize yatırım yapacağımız şekilde kullanmak akıllıca olur. bunun için aileye ayırdığımız zaman dışında televizyona ayırdığımız zamanı tümden kişisel markalaşmamız üzerinde yoğunlaştırabiliriz. bahsettiğim zaman dilimi gece yarılarına kadar internete vakit ayırmak değil. akıllı bir çalışmayla belli bir sürede kişisel markanızı belli bir noktaya getirebilir ve kariyerinizdeki değişimi yönlendirebilirsiniz. internette geçirdiğiniz zamanı daha verimli bir çalışmaya çevirebilirsiniz. böylece kendinize yapacağınız bu yatırım, size bir çok fırsatın da kapısını aralayabilir.

internette geçirdiğiniz süreyi revize etmeyi bir düşünün. mesela, çene çalma sürenizden kısabilir veya bir makale eksik okuyabilirsiniz (okumayı tümden bırakmayın tabi). ortaya çıkacak zamanı, stratejik bir şekilde kariyer hedeflerinize faydalı olacak online aktivitelere ayırabilirsiniz.

sosyal medya profillerinizi ilgi alanlarınızı, bilginizi ve yeteneklerinizi doğru ortaya koyacak şekilde düzenlemeye özen gösterin. ne iş yaptığınız, hangi konularda çalıştığınız belli olsun. kiminle konuştuğunuza da bağlı olarak, bir çok uzman artık internetteki varlığınızın (çevrimiçi profiliniz), cv’nizden daha önemli hale geldiğini düşünüyor.

şunu unutmayın; isteyin ya da istemeyin sizin bir markanız zaten var. içinde yaşadığınız ortamda sahip olduğunuz itibarınız gibi profesyonel olarak da bir markanız var. kendinizi bu konuda geliştirebilirsiniz. başlamayı ertelemeyin. çünkü çok yakında asıl rekabet bu konuda olacak.

 

0
Would love your thoughts, please comment.x
Verified by MonsterInsights